Erdoğan’dan yeni anayasa açıklaması: Muhalefet ‘Aman Ali Rıza Bey ağzımızın tadı kaçmasın’ modunda

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, Muğla’da bir otelde STK temsilcileriyle bir ortaya geldi.

Bugün AK Parti Muğla 8. Olağan Vilayet Kongresi’ni gerçekleştirdiklerini hatırlatan Erdoğan, idarede misyon alan yeni isimlere muvaffakiyetler diledi.

Yeni anayasa davetini tekrarlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye üzere demokrasisi 42 yıl evvel yapılmış darbe anayasasıyla malul olan ülkelerde değişimi yönetmek çok daha çetrefillidir. Bunun için Türkiye’nin darbe anayasası kamburundan kurtulmasının koşul olduğunu uzun bir müddettir ısrarla lisana getiriyoruz. Bu çağrıyı da muhalefetin argüman ettiği üzere gündem derdimizden değil tam bilakis ülkemizin yeni anayasa gereksinimini gördüğümüz için yapıyoruz” dedi.

“Ama bizim o denli bir muhalefetimiz var ki, bırakın tahlilin modülü olmayı sorunun katlanarak katlanarak büyümesi için elinden geleni arkasına koymuyor” diyen Erdoğan, “Anayasa dahil ülkenin rastgele sıkıntısında teklifleri var mı? Yok. İstemezükten diğer lügatlarında söz var mı? O da yok. ‘Aman Ali Rıza Bey ismimizin tadı kaçmasın’ modunda son derece konforlu alanda siyasetçilik oynuyorlar” tabirlerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından başlıklar şöyle:

KİMSEYİ AYIRMADAN, ÖTEKİLEŞTİRMEDEN ÇALIŞIYORUZ: Seçim kazanmak, seçimden birinci çıkmak elbette kıymetlidir. Lakin aslolan milletin gönlünü kazanmak, hayır duasına mazhar olabilmektir. Bize oy versin ya da vermesin kimseyi ayırmadan, ötekileştirmeden tüm Türkiye’ye hizmet etmek için gece gündüz çalışıyoruz. Bizim siyaset ideolojimizde ayrımcılık asla yoktur. Kimseyi inancından, tercihinden, meşrebinden, siyasi partisinden ötürü dışlama yoktur. Etnik kökeni, dünya görüşü sandıktaki tercihi ne olursa olsun 85 milyonun her bir ferdi bizim öz be öz kardeşimiz, canımızın bir kesimidir. Daima söylüyorum, 85 milyonluk devasa büyük aileyiz. Vatanımız, bayrağımız, İstiklal Marşımız, mazimiz, istikbalimiz birdir. Allah’ın müsaadesiyle bunu değiştirmeye kimsenin gücü yetmez.

MİLLETİN TERCİHLERİ YOK SAYILDI, ULUSAL İRADEYE DARBE VURULDU: Bu ülkenin yakın geçmişinde sahiden büyük acılar yaşandı. Milletin tercihleri yok sayıldı. Ulusal iradeye darbe vuruldu. Gençlerimizi sokak olaylarında kurban verdik. 40 yıllık terörle çabamızda kaç koçyiğit ömrünün baharında iken toprağa düştü. Maraş ve Çorum olaylarında insanımızı birbirine kırdırdılar. Sermayenin renklere ayrıldığı, baskıların, tehditlerin, zorbalıkları ayyuka çıktığı, insanların fişlendiği harikulâde periyotlar yaşandı. Kürt kardeşlerimiz bir tarafta terör örgütünün başka tarafta dikta heveslisi bir avuç kibir abidesinin olduğu cendereye sıkıştırıldı. Kılık kıyafetinden, dış görünüşünden ötürü insanlarımız hakarete maruz kaldı.

ALEVİLER KİMLİKLERİNİ KORKUSUZCA LİSANA GETİREMİYORDU: Alevi-Bektaşi vatandaşlarımız asırlardan süzülüp gelen kültürlerini tam yaşayamıyor, kimliklerini korkusuzca lisana getiremiyordu. Başörtülü kızlarımızın en temel hakları eğitim, çalışma hakları keyfi sebeplerle gasp edilmiş, kısıtlanmıştı. Kerameti kendinden menkul seçkinler keyifli hayat sürerken, toplumun kahir ekseriyeti ya yasaklarla ya da yokluk ve yoksullukla boğuşuyordu. Daha bunun üzere sayısız zorluk, sınamayla karşılaştık. Allah’a hamdolsun bunların neredeyse tamamını artık geride bıraktık.

TÜRKİYE’Yİ SON 22 YILDA TEKRAR AYAĞA KALDIRDIK: Krizlerin ve belirsizliklerin kol gezdiği Türkiye’yi son 22 yılda tekrar ayağa kaldırdık. 2002’de 230 milyar dolar ekonomik büyüklüğü olan ülkemizi geçen sene 1 trilyon 130 milyar dolarlık büyüklüğe kavuşturduk. Ulusal gelirimizin yıl sonunda 1 trilyon 331 milyar dolara, kişi başına gelirimizin ise 15 bin 551 dolara yükselmesini bekliyoruz. İhracatımızı 36 milyar dolardan aldık, 261 milyar doların üzerine çıkardık. Ayrıyeten bizden evvel hayal dahi edilemeyen birçok kıymetli ıslahatı, hak ve özgürlük atağını, sabırla, azimle ve kararlılıkla hayata geçirdik. Türkiye’yi inanç ve istikrarla ahenk içinde en değerlisi de birlik, beraberlik, kardeşlik içinde hamdolsun bugünlere getirdik.

HİÇ UMULMADIK BAŞARILARA İMZA ATTIK: Elini vicdanına koyan herkes geçmişin Türkiye’siyle bugünün Türkiye’si ortasındaki devasa farkı görüyor ve kabul ediyor. Yapılanları objektif olarak kıymetlendiren her bir insanımızın ülkemizin 22 yıldır kat ettiği büyük arayı tasdik ve takdir ediyor. İktisatta, diplomaside, ticarette, turizmde, savunmada, sıhhatte hasılı aklınıza gelebilecek her alanda nitekim hiç umulmadık başarılara imza attık.

TÜRKİYE’NİN DARBE ANAYASASI KAMBURUNDAN KURTULMASI KAİDE: Şurası da bir gerçek: Hayatın dinamizmi içerisinde beklentiler ve talepler de dönüşmektedir. Dünya değiştikçe insanın birebir kalması fıtrata muhalif bir durumdur. Siyasetin misyonu sorulara ve sıkıntılara makul karşılıklar üretmek, halktaki değişim iradesini gerçek enstrümanlarla yönetmektir. Şunu da gözden ırak tutmamalıyız: Türkiye üzere demokrasisi 42 yıl evvel yapılmış darbe anayasasıyla malul olan ülkelerde değişimi yönetmek çok daha çetrefillidir. Bunun için Türkiye’nin darbe anayasası kamburundan kurtulmasının koşul olduğunu uzun bir müddettir ısrarla lisana getiriyoruz. Bu çağrıyı da muhalefetin tez ettiği üzere gündem derdimizden değil tam tersine ülkemizin yeni anayasa muhtaçlığını gördüğümüz için yapıyoruz.

MUHALEFET DAVETLERİMİZE KULAK TIKASA DA YENİ ANAYASA MUHTAÇLIK: Ama bizim o denli bir muhalefetimiz var ki, bırakın tahlilin modülü olmayı sorunun katlanarak katlanarak büyümesi için elinden geleni arkasına koymuyor. Anayasa dahil ülkenin rastgele sorununda teklifleri var mı? Yok. İstemezükten öbür lügatlarında söz var mı? O da yok. Bu türlü gitsin. ‘Aman Ali Rıza Bey ağzımızın tadı kaçmasın’ modunda son derece konforlu alanda siyasetçilik oynuyorlar. Allah aşkına bu türlü siyaset olur mu? Mızıkçılık yaparak, kaçarak, işi yokuşa sürerek, bu ülkeye hizmet edilir mi? Muhalefet demek her şeye karşı çıkmak, itiraz etmek midir? Muhalefet samimi davetlerimize kulak tıkasa da siviller eliyle yapılmış demokratik, kuşatıcı, özgürlükçü anayasa gereksinimimiz var. Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok kalmış bir gereksinimdir. Bu tarafta atılacak bir adım Türkiye Yüzyılı maksadımıza daha süratli ulaşılmasını sağlayacaktır.

İLK 4 HUSUS TARTIŞMAMIZ YOK: Meclisimizdeki partilerin birçoklarının birinci 4 unsur başta olmak üzere pek çok konuda hemfikir olduğunu memnuniyetle müşahede ediyoruz. AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın da yeni anayasa iradesi zati güçlüdür, diridir, dinamiktir. En yılların en çoğunlukçu aritmetiğine sahip 28. devirde, Meclis’in kendisinden bekleneni bilhassa yerine getirmesini ümit ve istek ediyoruz. Böylelikle evlatlarımıza daha özgür, müreffeh, güçlü bir ülke bırakma idealimize biraz daha yaklaşmış olacağız. Bu süreçte Muğla’nın iş dünyasıyla, sivil toplumuyla, kanaat başkanlarıyla bizim yanımızda olması çok değerlidir.

MUĞLA MAHALLÎ İDARELER BOYUTUNDA HAK ETTİĞİ İLGİYİ GÖRMÜYOR: Bütün avantajlarına karşın Muğla lokal idareler boyutunda maalesef hak ettiği ilgiyi görmüyor. Muhalefetin siyasi problemlerdeki lakayt hali, yönettikleri kentlerdeki lokal idarelerle ilgili bahislere da sirayet ediyor. Sorun çözmek, milletin ıstıraplarını ortadan kaldırmak üzere bir kaygıları yok. Polemik ve mazeret üretmeye harcadıkları enerjiyi kentlerine hizmet etmeye ayırsalar inanın kentlerimiz çok farklı bir yerde olurdu. Ancak bu bahiste rastgele bir değişim işareti göremiyoruz.

BİZ TURİZMDE GAZA BASARKEN, BELEDİYELERDE SABOTAJA VARAN DUYARSIZLIK VAR: Bakınız her yıl Muğla ve Bodrum yaklaşık 1,5 milyon konuk ağırlıyor. Ülkemizin turizmdeki gayeleri büyüdükçe buralara gelen yerli ve yabancı ziyaretçi sayısı doğal olarak artıyor. Turizmde 2024 yılı gayemiz 60 milyon ziyaretçi. Biz turizmde gaza basarken mahallî idareler tarafında bir atalet; hatta sabotaja varan bir duyarsızlık görüyoruz. Turizmden ekonomik olarak önemli gelir elde ediyorlar lakin iş altyapı ve üstyapı adımlarına gelince hiçbir adım atmıyorlar.

BU ASIRDA BU VAKİTTE İÇME SUYU SORUNU VAR: Örneğin Bodrum başta olmak üzere Muğla’nın birçok ilçesinde içme suyu kasveti çekiliyor. Bu asırda bu zamanda! Fakat misyonu içme suyu meselesini çözmek olanlar sorunu görmezden, duymazdan geliyorlar. İstanbul üzere bir kentin belediye başkanlığını yapmış kardeşiniz olarak, üstelik de çöp, çukur, çamur, susuzluk bunları yaşayan bir İstanbul devralmıştım. Orada bütün bu sıkıntıları 1 yıl içerisinde sildik, süpürdük. Artık tıpkı durum maalesef Muğla’da var mı, var.

İZMİR BELEDİYESİ’NDE GARİP BİR ZİHNİYET VAR: Kirlilik sebebiyle neredeyse canlının yaşamadığı İzmir Körfezi’nde için de tıpkı şeyler geçerli. Orada da İzmir’e hizmet etmemeyi hayat stili üzerinden yasallaştırmaya çalışan garip bir zihniyet var. Eser ve hizmet siyasetiyle temayüz etmek yerine kaygıları körükleyerek, ideolojik belediyecilik yaparak beceriksizliklerini örtmeye çalışıyorlar.

SU PROBLEMİNİ ÇÖZMEK DSİ’NİN MİSYONU DEĞİL: Su sıkıntısını çözmek DSİ’nin vazifesi değildir. Su sıkıntısını çözmek büyükşehirlerde, büyükşehir belediyelerinin misyonudur. Sorunu ben yaşadığım için söylüyorum. İstanbul’u susuzluktan aldık ve kısa vakit içerisinde de sorunu çözdük. Artık CHP’nin büyükşehir belediyelerine bakın. Sanki bu problemleri çözdüler mi, çözüyorlar mı, bu türlü bir kaygıları var mı? Muğla büyükşehir. Büyükşehirde su sorunu niye çözülmez? Birebir durum Van’da vardı. Van’da da Veysel Bey bakan olduğu zaman baktık ki Van maalesef su meselesini çözemiyor. O vakit Veysel Bey’e dedim ki ‘Burada yaşayanlar bizim insanımız, yatırımı yap ve Van’ın su sıkıntısını DSİ ile çözelim’. Van’ın su sıkıntısını biz o vakit DSİ ile çözdük.

BODRUM’UN KANAYAN YARASINA MERHEM OLACAĞIZ: Muğla’nın, Bodrum’un içme suyu meselesini çözmek için kolları sıvadık. Yatırım programına aldığımız projemiz ile Muğla vilayet merkezinin içme suyu muhtaçlığını inşallah karşılayacağız. Toplam 7,6 milyar lira maliyeti olan proje ile yıllık 7,32 milyon metreküp içme suyu depolama, günlük 45 bin metreküp kapasiteli arıtma tesisi ve 12,3 kilometresi tünel olan toplam 80 kilometrelik isale çizgisini devreye alacağız. Bodrum Barajı’nın proje çalışmalarını da seneye başlatıyoruz. Bodrum’un kanayan yarasına inşallah merhem olacağız.

MUĞLA’YI MUHALEFETİN BECERİKSİZLİĞİNE MAHKUM ETMEYECEĞİZ: Bodrum-Yalıkavak yolunun kalan 7 kilometresinin ihalesini yaptık, çalışmalara başladık. inşallah seneye onu da bitiriyoruz. 69 kilometre uzunluğundaki Söğüt-Seydikemer yolunun 21 kilometresini bölünmüş yol olarak tamamladık. 51 kilometrelik Seydikemer-Kalkan yolunun 12 kilometresini tamamladık, kalan kısmı ile çalışmalarımız sürüyor. Marmaris-Datça yolunun 50 kilometresini bitirdik. Kalan 18 kilometre içinde çalışmalarımıza devam ediyoruz. İlçeleriyle birlikte tüm Muğla’yı muhalefetin beceriksizliğine mahkum etmeyeceğiz.

(HABER MERKEZİ)

Kaynak: Gazete Duvar