Türkiye Kamu-Sen ‘Asrın Felaketi’nin yıl dönümünde sarsıntı bölgesinde

Bu temaslar çerçevesinde teşkilat yöneticilerinin de katıldığı Bölge İstişare Toplantısı Gaziantep’te gerçekleştirildi.

Gaziantep Bölge İstişare Toplantısına, Genel Lider Önder Kahveci, Sendikaların Genel Liderleri, Genel Merkez Yöneticileri, Şube Liderleri ve çok sayıda konuk katıldı.

KAHVECİ: YAŞADIĞIMIZ BU FELAKETİ HİÇ BİR VAKİT UNUTMAYACAĞIZ

Genel Lider Başkan Kahveci İstişare Toplantısında iştirakçilere hitaben yaptığı konuşmada, asrın felaketinin yaşandığı ve 11 vilayetimizi etkileyen sarsıntıların ülkemizi yasa boğduğunu tabir ederken, “Türkiye Kamu-Sen olarak, 110 bin Kilometrekarelik bir alanda gerçekleşen ve 13 buçuk milyon insanımızı etkileyen sarsıntılarda yitirdiğimiz her bir kardeşimizin acısını birinci günkü sıcaklığıyla en derinden hissediyoruz” dedi.

Önder Kahveci, “Asrın felaketinin ikinci yılında, sarsıntının şiddetinin büyüklüğü ve etkilenen bölgenin genişliği nedeniyle hasarlı binaların fazlalığına karşın 110 bin kilometrekarenin her karışına devletimizin elinin uzandığını görüyoruz. Güçlü ve büyük bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin yaraları en kısa müddette büsbütün saracağına yürekten inanıyor, bu süreci, millet olarak birbirimize kenetlenerek ve takviye olarak manevi manada da atlatacağımızdan da kuşku duymuyoruz” dedi.

Toplantının açılışında konuşan Gaziantep Vilayet Temsilcisi Mehmet Akmaz, “6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan ve bizleri derin bir hüzne boğan zelzele felaketinin ikinci yıl dönümünde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza bir sefer daha şanlı Allah’tan rahmet diliyorum. 2 yıldır bizleri ve bölgede vazife yapan kamu çalışanlarını unutmayan Türkiye Kamu-Sen’imizin değerli Genel Başkanı ve sendikalarımızın Genel Liderleri ve Genel Merkez Yöneticilerimize sonsuz teşekkür ediyorum. Zelzele felaketinin yıl dönümünde bugün bizlerle olup acımızı paylaştığınız için teşekkür ediyorum” dedi.

Gaziantep İstişare Toplantısına katılan MHP Gaziantep Milletvekili Sermet ATAY ve MHP İl Başkanı Mustafa Bozgeyik’de birer konuşma yaparak iştirakçileri selamlarken, sarsıntı felaketinden itibaren bölgede daima olarak çalışmalarını sürdüren konfederasyona teşekkürlerini sundular.

Gaziantep İstişare Toplantısında Toplu Kontrattan Sorumlu Genel Lider Yardımcısı ve Türk Büro-Sen Genel Başkanı Türkeş Güney’de bir sunum gerçekleştirdi.

YÜCEL KAZANCIOĞLU: ZELZELEDEKİ DAYANIŞMA RUHU TÜM DÜNYAYA ÖRNEKTİR

İstişare Toplantısında konuşan Teşkilatlardan Sorumlu Genel lider Yardımcısı ve Türk Haber-Sen Genel Başkanı Yücel Kazancıoğlu, “Bugün burada, yüreğimizde tarifsiz bir acıyı ve tıpkı vakitte büyük bir gururu taşıyarak bir ortaya geldik. İki yıl evvel, 6 Şubat’ta yaşanan sarsıntı felaketi, milletimizi derinden sarstı. Gaziantep’ten Hatay’a, Kahramanmaraş’tan Adıyaman’a, milyonlarca insanımızın hayatı altüst oldu; on binlerce canımızı kaybettik.

Ancak bu büyük felaket karşısında milletimiz kenetlendi, teşkilatımız seferber oldu ve Türkiye Kamu-Sen ailesi, bu acıyı paylaşmakla kalmadı, yaraları sarmak için de canla başla gayret etti. Türkiye’nin dört bir yanındaki teşkilatlarımız, arama kurtarma çalışmalarına katıldı, enkaz altındaki vatandaşlarımızın kurtarılması için gece gündüz demeden çalıştı. Şubelerimiz, üyelerimiz ve gönüllülerimiz, besin, barınma ve temel muhtaçlık materyalleriyle dolu yardım tırlarını sarsıntı bölgelerine ulaştırdı. Maddi, manevi elinden ne geliyorsa bütün imkanlarını bölgedeki vatandaşlarımız için seferber etti. PTT, AFAD çalışanlarımız, öğretmenlerimiz, sıhhat çalışanlarımız, belediyelerdeki işçilerimiz, kamu kurumlarında vazife yapan fedakar üyelerimiz, hem kendi sorumluluk alanlarında hem de alanda istekli olarak depremzedelerimize takviye oldu. Türkiye Kamu-Sen olarak sadece birinci günlerde değil sonraki süreçte de depremzede vatandaşlarımıza yardım elimizi uzatmaya devam ettik, yaraların sarılması için var gücümüzle çalıştık.

Bu büyük dayanışma ruhuyla gösterdi ki, Türkiye Kamu-Sen ailesi, sırf üyelerinin haklarını savunan bir kuruluş değil tıpkı vakitte milletinin en sıkıntı gününde yanında olan koca bir çınardır. Türkiye Kamu-Sen, 600 bin neferiyle sadece bir sendika değil, milletimizin kederleriyle dertlenen, sevinciyle keyifli olan, vatanı için atan kocaman bir yürektir. Bizim uğraşımız sadece maaş bordrolarına sayı ekleme çabası değil adaletin terazisini ayakta tutma, haksızlığa karşı durma, devletimize ve milletimize sahip çıkma gayretidir.

Gaziantep, Ulusal Caba’nın destan yazıldığı topraklardır. Bu kent, “Ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum” diyerek vatan uğruna canını ortaya koyanların şehridir! Şahin Bey’in, Karayılan’ın, “Vurun Antepliler namus günüdür!” diyerek düşmana karşı göğsünü siper eden kahramanların mirasını taşır. Bu nedenle Gaziantep en kısa müddette yine ayağa kalkacak ve ülkemizin en mamur kentlerinden biri olacaktır. Buna yürekten inanıyor, bunu gerçekleştirmek için elimizden gelen her türlü dayanağı vereceğimizi bir sefer daha ilan ediyoruz. O gün düşmana karşı nasıl dimdik ayakta durduysak, bugün de devle ve milletimizi koruma etmek ismine tıpkı inanç ve iradeyle sesleniyoruz. Türkiye Kamu-Sen olarak, milletimizin ve devletimizin teminatıyız. Birlik içinde olduğumuz sürece, aşamayacağımız mani, çözemeyeceğimiz sorun yoktur. Zira biz, sadece bugün için değil, geleceğimiz için, çocuklarımız için, vatanımız için buradayız!

Türkiye Kamu-Sen olarak bizler, bu ülkenin yalnızca emek çabasının değil, tıpkı vakitte toplumsal dayanışma ve adaletin de yılmaz savunucularıyız. Sarsıntıda teşkilatımızın gösterdiği özveri, bunun en somut örneğidir. Türkiye Kamu-Sen’in bu felaket mühletince ortaya koyduğu dayanışma ruhu, teşkilatımızın ne kadar güçlü bir aile olduğunu göstermiştir. Antep’in kahramanlarından aldığımız ilhamla, zelzelede kaybettiklerimize olan vefa borcumuzu asla unutmadan, yarınlara daha güçlü bir halde hazırlanmak zorundayız.

Düşmez kalkmaz bir Allah’tır. Felaketler de bizler için bir imtihan vesilesidir. Kıymetli olan bu felaketlerden sonra birlik olup, her düştüğümüzde yine ayağa kalkabilmektir. Düşmekten korkmayacağız, düştüğümüzde ayağa kalkamamaktan korkacağız. Çok şükür ki Türk milleti birlik ve beraberlik içinde, her sıkıntı durumda kenetlenerek bütün zorlukların üstesinden gelmiştir. Teşkilatımızın gücü, birliğimizden, dayanışmamızdan ve inancımızdan gelir. Bizler, omuz omuza verdiğimiz sürece aşamayacağımız pürüz, altından kalkamayacağımız zorluk yoktur. Bu vesileyle bir kere daha Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Antep’in kahramanlarını ve zelzelede hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyorum. Teşkilatımızın her bir ferdine, gösterdiğiniz emek ve dayanışma ruhu için şükranlarımı sunuyorum. Var olsun devletimiz! Var olsun milletimiz! Var olsun Türkiye Kamu-Sen” dedi.

ÖNDER KAHVECİ: YARALARIN SÜRATLE SARILMASI İÇİN GAYRETİMİZ DEVAM EDİYOR

İstişare toplantısında iştirakçilere hitap eden Genel Lider Başkan Kahveci, sarsıntıda hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımızı anarak kelamlarına başladı. “Bundan iki yıl evvel 6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız bu vahim hadise 11 vilayetimizde, 110 bin kilometrekarelik bir alanda yaşayan yaklaşık 13,5 milyon insanımızı direkt etkilerken, 85 milyonluk Türk halkını derin bir yasa boğdu.

Türkiye Kamu-Sen olarak Asrın felaketi olarak nitelendirilen bu afette yitirdiğimiz her bir kardeşimizin acısını birinci günkü sıcaklığıyla en derinden hissediyoruz.

Aynı gün içinde iki büyük zelzeleyle sarsılan ve bu afetlerde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza aziz Allah’tan rahmet diliyorum. Yaralananlara ve Türk milletine geçmiş olsun dileklerimizi bir sefer daha sunuyorum. Allah ülkemizi ve tüm insanlığı her türlü afetten, felaketten koruma eylesin, bir daha bu türlü acılar yaşatmasın.

Biz Türk milleti olarak, bilhassa güç vakitlerde ortaya koyduğumuz birliktelik ve gösterdiğimiz sağduyu ile bütün dünyanın takdirini kazanmış olan bir milletiz. İki yıl evvel de Asrın felaketinin yaşandığı bugünlerde büyük bir dayanışma örneği göstererek yaraların sarılması için devletimizle birlikte seferber olduk.

“İlkemiz evvel ülkemiz” düsturuyla hareket eden ve “Türkiye sevdasıyla” faaliyetlerini yürüten Türkiye Kamu-Sen sarsıntının haber alınmasının çabucak akabinde teyakkuz durumuna geçmiş, derhal yapılacaklar listesi hazırlayarak milletimizin ve devletimizin yanında konumlanmıştır.

Depremin üzerinden iki yıl geçerken, sendikalarımızın genel liderleri ve teşkilat mensuplarımız sistemli olarak gerçekleştirdikleri sarsıntı bölgesi ziyaretleri ile yaraların sarılması, bölgenin yine ayağa kaldırılması çalışmalarını yakından takip ettiler.

Teşkilatımız bölgeye nakdi ve tıpkı yardımlarını bu süreç boyunca da sürdürürken, bölge halkı ve kamu yönetimleriyle sürekli dayanışma içinde oldu.

Bugün felaketin üzerinden geçen iki yıl sonunda bölgeye baktığımızda devletimizin harika uğraşlarını görmekten memnunluk duyuyoruz. Bilhassa kalıcı konutların yapılması ve barınma konusunda gösterilen hassasiyet çok değerlidir.

Asrın felaketinin ikinci yılında, sarsıntının şiddetinin büyüklüğü ve etkilenen bölgenin genişliği nedeniyle hasarlı binaların fazlalığına karşın 110 bin kilometrekarenin her karışına devletimizin elinin uzandığını görüyoruz.

6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan bu felaketin izleri uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek boyuttadır. Güçlü ve büyük bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin yaraları en kısa müddette büsbütün saracağına yürekten inanıyor, bu süreci, millet olarak birbirimize kenetlenerek ve dayanak olarak manevi manada da atlatacağımızdan da kuşku duymuyoruz.

Giden canları geri getirmek mümkün değil lakin geride kalanları korumak ve gözetmek boynumuzun borcudur. Türkiye Kamu-Sen olarak bu büyük felakette hayatını kaybedenlere bir sefer daha Aziz Allah’tan rahmet diliyor, Allah bir daha bizlere bu türlü felaketler yaşatmasın diyoruz” dedi.

KAHVECİ: EK ARTIRIM VE REFAH HİSSESİ KAÇINILMAZDIR

Gaziantep İstişare Toplantısında çalışma hayatından başlıklara da değinen Genel Lider Başkan Kahveci, Türkiye Kamu-Sen olarak her bir sorunun takipçisi oldukalarını vurguladı.

Genel Lider Kahveci;

“Kamu çalışanlarının artırım oranları enflasyon farkı dahil % 11,54 olarak gerçekleşti. Yılın birinci günlerinde Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde ve eşzamanlı olarak Türkiye’de bütün vilayetlerde ek artırım ve refah hissesi talebimizi yaptığımız basın açıklamasıyla bir sefer daha lisana getirdik.

Yine söz ediyoruz ki, Enflasyon farkı bir artırım değildir. Enflasyon farkı memurlara ve emeklilere sıfır artırım verildiğinin tescilidir. Enflasyonun süratle artmasıyla birlikte, memurlarımızın maaşlarındaki gerçek kayıpların telafi edilmesi için kesinlikle ek artırım ve refah hissesine muhtaçlık vardır. Geçtiğimiz aylarda Türkiye iktisadının %2,5 büyüdüğü açıklanmıştır. Türkiye iktisadı son 16 çeyrektir aralıksız büyümektedir lakin memurun iktisadı daima küçülmektedir.

Türkiye Kamu-Sen olarak, kamu çalışanlarının hayat standartlarının korunması ve güzelleştirilmesi için hükümetten ek artırım talep ediyoruz. Ekonomik zorlukların ağır olarak hissedildiği bu periyotta hem ekonomik büyümenin tabana yayılması hem de memurlarımızın refah düzeyinin korunması ismine refah hissesinin da maaşlara yansıtılmasını istiyoruz. Kamu çalışanlarının özverili hizmetlerini sürdürebilmeleri ve ailelerinin geçimlerini sağlamaları için bu taleplerin karşılanması elzemdir. Yüksek enflasyon ortamında kamu çalışanlarının maaşlarının süratle erimesi, sadece memurlarımızı değil, dolaylı olarak tüm toplumu olumsuz etkileyen bir durumdur. Biz, memurlarımızın hakkını savunmaya ve ekonomik şartlarının uygunlaştırılması için gerekli adımları atmaya devam edeceğiz. Bu bağlamda, hükümetin taleplerimize olumlu karşılık vermesini ve kamu çalışanlarının ömür standartlarının korunmasını bekliyoruz” dedi.

KAHVECİ: AİLE YILINDA AİLE BİRLİĞİNİN SAĞLANMASINA DİKKAT EDİLMELİDİR

Genel Lider Önder Kahveci, “Bilindiği üzere hükümet 2025 yılını aile yılı olarak ilan etti. Bizler de aile birliğinin korunması, Türk aile yapısının güçlendirilerek sürdürülmesi bakımından bu yılın değerli olduğunu düşünüyoruz. Bu çerçevede aile birliğinin sağlanmasına yönelik önlemlerin alınması bilhassa birbirlerinden başka çalışmak zorunda kalan ailelerin bir ortaya getirilmesi için siyasetlerin belirlenmesi, eş yardımı ve çocuk parasının yükseltilmesi, evlilik ödeneğinin arttırılarak evliliklerin teşvik edilmesi üzere tedbirlerin alınarak aile yılının maksadına uygun bir biçimde kıymetlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

KAHVECİ: VERGİDE ADALET İSTİYORUZ

Son devirlerde yaşanan ekonomik gelişmelere bağlı olarak çalışanlarımızın alım gücü düşmektedir. Çalışanlarımızın alım gücünü lakin fiyat ve vergi siyasetleri yoluyla yükseltmek mümkündür. Ülkemizde vergi yükünün çalışanlarımızın omuzlarına yüklendiği de açık bir gerçektir. Yıl başında bir üst vergi dilimine geçişte toplam gelir üst hudut artışının düşük tutulması sonucunda çalışanlar her geçen yıl biraz daha erken bir üst vergi dilime girmekte, ödedikleri vergi giderek artmaktadır. O denli ki vergi dilimlerindeki artış oranı memur maaşlarına yapılan artışların altında kaldığı için kamu çalışanlarından kesilen gelir vergisi sayıları da orantısız biçimde yükselmiştir. Çalışanlarımız her yıl bir evvelkinden daha fazla vergi ödemektedir. Ülkemizde vergi siyaseti, kayıt altındakinden alabildiğine vergi tahsili üzerine kurgulanmış, dar ve sabit gelirlilerin ödediği vergi üst gelir kümelerinin çok daha üzerine çıkmıştır.

Dolayısıyla halihazırda vergi ödeyenden daha fazla alarak açığı kapatmak yerine hiç vergi ödemeyen ya da ödemesi gerekenden daha az ödeyen kısma yönelmek hakikat bir yaklaşım olacaktır. Bu siyaset nedeniyle Türkiye, Avrupa’nın en yüksek dolaylı vergi oranına sahip ülkesi olmuştur. Bu nedenle vergi siyasetleri vergiyi tabana değil artık tavana yaymak formunda belirlenmeli ve herkesin gelirine nazaran vergi ödemesini sağlayacak, servet transferini alttan üst gerçek değil üstten aşağıya gerçek gerçekleştirecek vergi sistemine gereksinim vardır. Aksi halde iktisattaki bütün olumsuz gelişmeler dar ve sabit gelirlilerin yapacağı fedakarlığa bağlı olarak aşılmakta, her devirde güçlü daha varlıklı yoksul daha yoksul hale gelmektedir.

Ortaya çıkan bu durumun düzeltilmesi ve kamu çalışanlarımızın gelirlerinden yapılan kesintilerin düşürülerek alım güçlerinin korunması için gelir vergisi dilimlerinin ekonomik gerçeklere uygun biçimde yükseltilmesi ve çalışanlar için gelir vergisi oranının %15’te sabitlenmesi gerekmektedir. Yakın bir vakitte bütçe görüşmeleri başlayacaktır. Türkiye Kamu-Sen olarak vergide adaletin sağlanması, herkesten geliri nispetinde vergi alınması ve çalışanlarımızın alım güçlerinin yükseltilmesi için gerekli adımların atılmasını beklemekteyiz”

KAHVECİ: MEMUR EMEKLİSİNE İLAVE EK ÖDEME VERİLMELİ

“Memurlar, emekliler ve aileleri hesaba katıldığında yaklaşık 25 milyonu bulan bir kitlenin beklentilerinin iktidarımız nezdinde mutlak surette karşılık bulması ve meselelerinin çözülmesi gerekmektedir. Bilindiği üzere 2023 yılı temmuz ayında sadece çalışan kamu görevlilerine ödenmeye başlanan 8 bin 77 TL fiyatındaki ek ek ödeme, artışlarla birlikte bugün 16 bin 165 TL’ye yükselmiş lakin bu ödemenin emekli maaşlarına sayılmaması nedeniyle çalışma hayatı ile emeklilik ortasındaki bağ büsbütün kopmuş, emekli maaşlarının ödenen prim ve takım ile olan bağı kesilmiştir. Memur emeklilerine çalışırken aldıkları maaşın %45’i kadar emekli maaşı bağlanmaktadır. Ek ek ödemenin emekli maaşlarına yansıtılmaması bu oranı daha da düşürmüştür. Emekli maaşı hesabına dahil olmayan ölçü büyüdükçe, emeklilikteki adaletsizlik de katlanarak büyümektedir.

Yaşanan ekonomik gelişmeler ve memurların alım gücündeki erime dikkate alındığında; emekliliğe yansımayan ek ek ödeme Anayasamızın ölçülülük, adalet ve kanun önünde eşitlik unsurlarına de muhalif bir durum teşkil etmektedir. Çalışma hayatı ile emeklilik ortasındaki makasın bu derece açılmasının adalet ve hakkaniyetle bağdaşır bir yanının olmadığı açıktır. Kamu çalışanlarımızın bu kurallar altında emekli olduğunda hayat standardını nasıl koruyacağı izaha muhtaçtır. Bu türlü olunca memurlarımız emekli olmak istememekte, memurlarımızın birçok 65 yaşına kadar çalışmak zorunda kalmaktadır. Emekli olduktan sonra da düşük maaşla hayat gayreti verecektir. Toplumsal devlet, vatandaşlarına çalışırken de emekli olduğunda da onurlu bir ömür sağlamakla mükelleftir. Yıllarca devletimize hizmet etmiş emeklilerin hayat standardını korumak, açlık hududunun üstünde bir maaşla huzur içinde yaşamasını sağlamak, önceliğimiz olmalıdır. Memur emeklilerinin durumu kesinlikle düzeltilmeli, ek ek ödeme memur emeklilerine verilerek bu yoldaki birinci adım atılmalıdır”

KAHVECİ: TÜM EK ÖDEMELER EMEKLİLİĞE SAYILMALIDIR

“Hepimizin bildiği üzere memur emeklileri, ülkemizin en mağdur bölümüdür. Memurlarımızın hem emekli aylığına sayılmayan ödemeler nedeniyle maaşları ve emekli ikramiyeleri son derece düşük hesaplanmakta hem de ifa ettikleri misyon ve misyon aylıkları ile emekli aylıklarındaki bağlantı büsbütün kopmuş durumdadır. Bir memurun emekli maaşı ile çalışırken yaptığı vazife, aldığı maaş ve ödediği pirimin hiçbir teması kalmamıştır. Çalışırken bir emekçi ile birebir maaşı alan bir memur, emekli olduğunda çalışandan yarı yarıya daha az emekli maaşı almaktadır. Hal böyleyken bir de 5510 sayılı Kanunun getirdiği aksilikler memurlarımızı mağdur etmektedir. 2008 yılının Ekim ayından evvel vazifeye başlayan bir memurla bu tarihten sonra misyona başlayan memurun toplumsal güvenlik ve emeklilik hakları tıpkı değildir. 2008 sonrasında vazifeye başlayan memur daha fazla prim ödemekte lakin bu tarihten evvel misyona başlayan memurdan daha az emekli maaşına hak kazanmaktadır. Ayrıyeten en düşük emekli aylığı ölçüsü da 2008 öncesi ve sonrasında vazifeye başlayanlar için farklı hesaplanmaktadır. Bu durum, kanun önünde eşitlik unsuruyla bağdaşmadığı üzere toplumsal devlet anlayışına da uygun değildir. 5510 sayılı Kanundan kaynaklı bu ikili standardın da kesinlikle giderilmesi en büyük beklentimizdir.”

KAHVECİ: BİRİNCİ DERECEYE GELEN KAMU GÖREVLİLERİNE 3600 EK GÖSTERGE VERİLMELİDİR

“Bununla birlikte yeniden geçtiğimiz yıllarda sayın Cumhurbaşkanımızın da söz verdiği, birinci dereceye gelen tüm kamu çalışanlarının ek göstergelerinin 3600’e yükseltilmesi konusu da şimdi hayata geçirilmiş değildir. Ek gösterge özellikle memur emeklilerinin maaşlarını direkt ilgilendirdiği için emekli maaşlarının belirlenmesi bakımından hayati değere sahiptir. Milyonlarca memur ve emekli Cumhurbaşkanımızın kelamının hayata geçirilmesini beklemektedir. Hatırlanacağı üzere 2023 yılında yürürlüğe giren uygulama ile kamu vazifelilerinin ek gösterge sorunu büyük ölçüde çözülmüş iken o periyottaki ikazlarımızın karşılık bulmaması nedeniyle 1. dereceye gelen memurlarımız açısından bir haksızlık ortaya çıkmıştı.

Sayın Cumhurbaşkanımız ve hükümet yetkilileri de genel seçimler öncesinde bu durumun düzeltileceğine ve birinci dereceye gelmiş tüm memurların ek gösterge sayılarının 3600’e yükseltileceğine dair taahhütte bulunmuştu. Hatta devrin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin de mevzu hakkındaki kanun teklifinin hazır olduğunu belirtmişti. Ne var ki, bugüne kadar bu istikamette atılmış rastgele bir adım olmadığını görmekteyiz. Devlette devamlılık temeldir.

Bu doğrultuda Sayın Cumhurbaşkanımızın seçimler öncesinde verdiği kelamın gereği yerine getirilmeli, önceki çalışma Bakanı döneminde hazırlanan teklif, vakit geçirilmeden TBMM gündemine taşınmalıdır. Ekonomik gelişmelerin kamu çalışanları üzerinde yarattığı olumsuz tesirlerin bertaraf edilmesi ismine atılacak en kıymetli adım ek gösterge bahsidir.

Birinci dereceye gelen tüm memurların ek göstergeleri 3600’e yükseltilerek bu husus tahlile kavuşturulmalıdır”

KAHVECİ: YARDIMCI HİZMETLİLER MÜJDE BEKLİYOR

Daha evvel toplu kontrat görüşmelerinde ve Kamu İşçisi Müşavere Şurasında bu istikamette değerli gelişmeler kaydetmiştik. Fakat sonrasında yetkililerin olumsuz halleriyle karşılaştık. Kamu bütçesine yük teşkil etmeyecek olan bu talebimizin hayata geçirilmesi ve Yardımcı Hizmetler Sınıfı işçisinin Genel Yönetim Hizmetleri Sınıfına alınması yüzbinlerce vatandaşımızın yüzünü güldürecek, kamuda meslek prensibinin hayat bulmasını sağlayacaktır.

Türkiye Kamu-Sen olarak yardımcı hizmetli çalışanımızın haklı taleplerinin ebediyen takipçisiyiz, bu sorun çözülünceye kadar çaba etmeye kararlıyız.

KAHVECİ: TAŞERON VE KONTRATLI İSTİHDAMA SON VERİLMELİ

Kamu çalışanlarının kıymetli meselelerinden bir tanesi de kamu kurum ve kuruluşlarında kontratlı istihdamının asıl istihdam biçimi haline gelmesi ve birçok kurumda yine taşeron işçiliğinin artış göstermesidir. 7433 sayılı Kanunla 2023 yılında kontratlı çalışanın büyük bir kısmı takıma geçirilmiştir. Lakin birebir Kanunla kurum ve kuruluşlarda birinci atamalarda çalışanın 3 yıl müddet ile kontratlı işçi konumlarına atanması, akabinde da 1 yıl boyunca atandıkları kurum ve bölgede çalıştıktan sonra memur takımlarına geçebilmeleri karara bağlanmıştır.

Bu da kontratlı işçi çalıştırmayı bir istisna olmaktan çıkarmış kamuda asıl istihdam haline getirmiştir. Buna bağlı olarak kontratlı kamu çalışanları 4 yıl boyunca ailelerinden farklı kalmakta, yer değiştirme başta olmak üzere birçok hakkı kullanamamaktadır. Kamuda asli ve daima vazifeler kesinlikle takımlı memurlar eliyle gördürülmelidir. 3+1 müddetli kontratlı statüde istihdam kaldırılarak tüm kamu vazifelilerinin 657 sayılı Kanunun 4/A unsuru kapsamında takımlı olarak istihdamı sağlanmalı, kamuda 4/A’lı takımlı ve garantili istihdam temel alınmalı, esnek ve teminatsız çalışma biçimleri büsbütün sonlandırılmalıdır. Ayrıyeten Kanunda kapsam dışı kalan PTT’deki İHS’li işçi, fahri Kur’an kursu öğreticileri, Aile Bakanlığı’nda ek ders karşılığı çalışan işçi ile başka vekil memurlar üzere çalışanlar da takım kapsamına alınmalıdır. Bununla birlikte kamuda yine giderek artış gösteren taşeron emekçi çalıştırılması uygulamasına bir an evvel son verilmelidir. Taşeron uygulamasının doğurduğu olumsuz sonuçları yakın vakitte yaşayarak gördük. Sorunun çözülmesi için büyük uğraşlar verdik.

Nihayet gelinen noktada birebir problemlerin tekrar baş göstermesinden son derece rahatsız olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Hem kontratlı çalışanı takıma geçirerek hem de taşeron uygulamasına tahlil üreterek bu uygulamaların yanlış olduğunu kabul ettikten sonra bu yanlışlara yine dönmenin kimseye bir fayda sağlamayacağını da bilhassa vurguluyoruz. Bunun yanında kamuda vazife yapan mühendislerimiz başta olmak üzere meslek erbabımızın da esaslı problemlerinin tez elden çözülmesi için özel bir uğraş gösterilmeli, mühendislik meslek kanunu mutlak surette çıkarılmalıdır”

KAHVECİ: YENİ BİR KAMU İŞÇİ REJİMİ İÇİN ÇALIŞMALARIMIZI SONA GETİRDİK

“Türk Kamu İşçi Sisteminin temelini oluşturan 657 sayılı Kanun, 1965 yılında kabul edilmiş, mali kararları ise 1970 yılında yürürlüğe girmiştir. 60 yıla yakın müddettir uygulanan bu sistem de değişen kaidelere uyarlanmak zorundadır. Geride kalan vakit diliminde istihdam biçimleri çeşitlenmiş, 32 farklı mevzuata tabi çalışan kümesi oluşmuştur.

Aynı işi yapan, birebir nitelikteki çalışanların özlük hakları, maaşları, yetki ve sorumlulukları farklıdır. Kamuda fiyat sistemi, çok çeşitli ödeme kalemleri nedeniyle karmaşık bir hal almış, kamu vazifelileri mali haklarını dahi bilemez hale gelmişlerdir. Atama, sicil, yer değiştirme, terfi, müsaade hakkı, disiplin üzere birçok mevzuda önemli problemler baş göstermiştir.

Görev aylığı ile emekli aylığı ortasındaki bağ kopmuş, memur emekli maaşı gerçek olarak azalmış, 2008 öncesi ve sonrası vazifeye başlayanların toplumsal güvenlik hakları farklılaştırılmıştır. Çeşitliliği artan kamu hizmetleri nedeniyle hizmet sınıfları, çalışanın nitelik ve vazifelerini yansıtmaz hale gelmiştir.

Ortaya çıkan sıkıntıların bir kısmının uygulamadan kaynaklı aksaklıklar olduğunu göz gerisi etmeksizin, bu sistemin düzenlenmesi ve içinde bulunduğumuz 21. yüzyılın kurallarına uygun hale getirilmesi bir gereklilik haline gelmiştir. Yeni bir çağa adım atarken eskinin aksayan ve köhnemiş mantığıyla değil yeni, geleceğe uygun ve tesirli bir sistem ile büyük ülke mefkuresine ulaşabileceğimize inanıyoruz. Ülkemizi geleceğe taşıyacak, yapay zeka, otonom sistemler, objelerin interneti üzere ögelerle iç içe çalışmaya uygun bir yapı, vakit kaybetmeksizin oluşturulmalıdır.

Türk Yüzyılına uygun bir kamu idaresini oluşturacak, nitelikli bir kamu istihdamı ve Türk Yüzyılını omuzlarında yükseltecek, geleceğinden umut var olan bir kamu çalışanı için, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı amaçlarına uygun bir zihniyet değişimi gerekmektedir. Türkiye Kamu-Sen olarak üstlendiğimiz çalışan, üreten ve yol gösteren sendikacılık misyonumuza uygun bir biçimde tekrar bir birincisi gerçekleştirdik. Türk Yüzyılında yeni Kamu İşçi Rejimi için elimizi taşın altına koyduk, bütün imkan ve birikimimizle geleceğimizi şekillendirecek bir işçi rejiminin kapılarını araladık. Uzun bir mühletten beri akademisyenlerimizle, uzmanlarımızla, bedelli bürokratlarımızla ağır çalışmalar yürüterek yeni işçi sisteminin temel dinamiklerini ortaya koyduk. Yaptığımız çalışmayı temel unsurlar, maksatlar ve yapılması gerekenler biçiminde çerçevelendirdik.

Naip olursa 11 Şubat’ta düzenleyeceğimiz panelimizde, Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanı Sayın Vedat Işıkhan başta olmak üzere, siyasi partilerden kıymetli isimler, bürokratlar, akademisyenlerin iştirakleriyle Kamu İşçi Rejimi çalışmamızı kamuoyu ile paylaşacağız.

KAHVECİ: KAMU ÇALIŞANLARINA BAYRAM İKRAMİYESİ VERİLMELİ

“Türkiye Kamu-Sen olarak kamuda sırf memurlarımızın alamadığı bayram ikramiyesinin ödenmesi için yıllardır lisana getirdiğimiz talebimizi bir kez daha yineliyoruz. Memurlar da devletin vazifelisi olarak bu ödemeyi herkes kadar hak etmektedir. Memurlarımıza bayram ikramiyesi ödenmesi, son derce insani ve eşitlik unsurunun gerektirdiği haklı bir taleptir. Kamuda bayram ikramiyesi alamayan tek kesim olan memurlarımız, artık daha fazla ihmal edilmemeli, yok sayılmamalıdır. Hükümet 25 milyon memur ve memur ailesinin beklentilerini sevince dönüştürmelidir”

KAHVECİ: TÜM HİZMET KOLLARINDA YETKİYİ ALACAĞIZ

“Ekonomik ve toplumsal alanda yaşadığımız pek çok olumsuzluğun yanında bu süreçte bilhassa kamu çalışma hayatında yetkili görünen lakin ortalarda hiç görünmeyen malum sendika ve konfederasyonların durumun vahametini kavrayamamış olmaları, geleceği görmekten uzak tavır ve yaklaşımları, toplu kontrat görüşmelerinde ihanete varan vurdumduymazlıkları, kamu çalışanlarının ekonomik olarak her geçen gün biraz daha geriye gitmesiyle sonuçlanmıştır.

Yetkili sendikalar ve konfederasyonun bu gafleti, yıllar içinde memur maaşının dolar, euro, altın üzere yatırım araçları karşısında daima erimesine, ailenin mecburî tüketim harcamalarına yetecek seviyede uzak kalmasına neden olmuştur. Vergi dilimlerindeki adaletsizlik, önümüzdeki periyotta yaşanacak enflasyon ve oluşan belirsizlik 2025 yılının kamu çalışanları açısından çok daha şiddetli geçeceğini göstermektedir. Önümüzdeki yıl yapılacak toplu kontrat görüşmeleri, 2028 yılına kadar memur ve emeklilerin bahtının belirleneceği kıymetli bir dönemeçtir.

Bu noktada kamu görevlilerimizin ve emeklilerin geleceği, 2025 yılı ağustos ayında gerçekleştirilecek toplu mukavele görüşmelerinde yetkili olarak yer alacak sendikalara bağlanmıştır. Bu nedenle önümüzdeki yetki periyodu kamu görevlilerimiz açısından hayati bir kıymet kazanmıştır. Hepimizin bildiği üzere son yıllarda üye sayımızı daima artırmayı başarıyoruz. Bu sene de türlü aksiliklere karşın üye sayımızı 16 bin 598 artırarak toplamda 569 bin 546’ya ulaştık. Üye sayımız her geçen gün artmaya devam ediyor. Önümüzdeki yetki süreci toplu kontrat görüşmelerine yetkili olarak oturabilmemiz açısından son periyotta değerlidir. Bu devir bizlerle birlikte gayrete karar veren yeni üyelerimizle kucaklaşacağımız günler olacaktır. Teşkilat mensuplarımızın var gücüyle çalışarak bu gerçekleri kamu çalışanlarımıza anlatacağından ve Konfederasyonumuz ve sendikalarımızın tekrar yetkiyi alarak memurlarımızı en hoş biçimde temsil edeceğinden kuşkum yoktur. Kamu çalışanlarının ekonomik uçuruma sürüklenmelerini önlemenin yegane yolu budur.

Bugüne kadar verdiğimiz çaba ile kamu vazifelilerinin sahip olduğu hakların büyük çoğunluğunda emeği ve imzası olan ve her türlü olumsuz koşula karşın üye sayısını istikrarlı bir biçimde artıran Türkiye Kamu-Sen ve bağlı sendikalarımız, siz kıymetli teşkilat mensuplarımızın çabalarıyla, bu süreçten de büyüyerek çıkacaktır.

İlkemiz evvel ülkemiz düsturu ile yürüttüğümüz; çalışan, üreten, yol gösteren sendikacılık anlayışıyla beslediğimiz gayretimiz, bugün dünyanın içinden geçmekte olduğu bu değişim periyodunda kamu vazifelilerinin en fazla muhtaçlık duyduğu olguları bünyesinde barındırmaktadır. Bundan sonra gerçek manada ulusal sendikalara ve yol gösterici anlayışa her zamankinden fazla gereksinim vardır. Ürettiği fikirler, geliştirdiği teklifler, getirdiği önlemler ve geleceği öngören yaklaşımlarıyla Türkiye Kamu-Sen ve sendikalarımız geleceğin sendikacılığını inşa etmektedir. Çok çalıştık, çok yorulduk lakin asıl çaba bundan sonra başlıyor. Gerçekleştirilecek toplu mukavele görüşmelerine yetkili konfederasyon olarak katılmak, sendikalarımızın yetkiyi alarak kamu çalışma hayatında yaşanan travmayı bertaraf etmek için önümüzde tarihi bir dönemeç bulunmaktadır. Bu tarihi günlerde her bir teşkilat mensubumuzun omuzlarına da tarihi sorumluluk yüklenmiştir.

Kamu görevlilerimizin ihmalden kurtulmaları için son bir baht imkanı sunan bu günleri düzgün kıymetlendirerek geleceğe Türkiye Kamu-Sen mührünü vurmak, siz değerli ve vefakar teşkilat mensuplarımızın ellerindedir. Türkiye Kamu-Sen ve sendikalarımızın toplu mukavele masasında kelam ve imza sahibi olması ismine her zamankinden fazla çaba göstereceğinize inanıyor, bu kutlu yolda daha fazla çalışmamız gerektiğinin bilinmesini istiyorum” diyerek kelamlarını noktaladı.

Kaynak: Memurlar