TÜPRAG ile ilgili AİHM kararı Uşak Yönetim Mahkemesi’nde ele alınacak

Kışladağ Altın Madeni’nin ÇED olumlu kararının iptali talebiyle 2004 yılına açılan davada uzman görüşlerinin davacılara bildiri edilmediğine yönelik AİHM kararı bugün Uşak Yönetim Mahkemesi’nde görüşülecek.

‘Denetimlerde bugüne kadar rastgele bir uygunsuzluk tespit edilmedi’

TÜPRAG tarafından yapılan açıklamada Kışladağ işletmesinin üretim etabına geçmeden evvel başlamak üzere ilgili bakanlıklar ve Uşak Valiliği’nin oluşturduğu komite tarafından 19 yıldır tertipli olarak çevresel kontrole tabi tutulduğu bildirildi. Gerçekleştirilen kontrollerde bugüne kadar rastgele bir uygunsuzluğun tespit edilmediğinin altı çizilen açıklamada, 2003’te devrin Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından ÇED olumlu kararı verildiği hatırlatıldı.

2006’da faaliyete başlayan Kışladağ Altın Madeni’nin, tıpkı yıl Uşak Valiliği tarafından DSİ’nin de yer aldığı denetleme komitesi ile su ve toprak numune alımına başlandığı vurgulanırken, “19 yıldır sistemli olarak çevresel izleme ve kontrol faaliyetleri gerçekleştirilen madende bugüne kadar en az ayda iki sefer olmak üzere açılmış toplam 26 müşahede kuyusunda su için 34, toprak için ise 19 farklı kimyasal parametreyle daima olarak kontrol çalışmaları yürütülüyor. Bununla bir arada ayrıyeten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Degisikligi Bakanlığı, Maden ve Petrol Isleri Genel Mudurlugu, Orman Genel Mudurlugu üzere kurumlar tarafından da rutin ve plansız kontroller gerçekleştiriliyor” sözlerine yer verildi.

‘Çevresel Riskler En aza indirildi

Madende işletmeye alanından dışarıya denetimsiz atıksu deşarjının sözkonusu olmadığına değinilen açıklamada, yağmur sularının da toplanarak arıtılıp maden alanında geri kullanıldığı belirtildi. Açıklamada bu süreç sayesinde DSİ’nin madene yasal olarak tahsis ettiği yeraltı suyu çekim ölçüsünün yüzde 47’sinin kullanıldığına dikkat çekilerek, su tüketiminin optimize edilmesiyle çevresel risklerin en aza indirildiği görüşüne yer verildi.

İşletmenin biyoçeşitliliğin korunmasına yönelik çalışmaları çerçevesinde, maden alanı ve etrafındaki bitki örtüsüyle yaban hayatının durumunun yılda iki sefer Hacettepe ve Gazi Üniversitesi Biyoloji kısmı tarafından izlendiği bildirildi.

Açıklamada ayrıyeten, AİHM kararının görüşüleceği günün çabucak öncesinde, nereden alındığı ve yetkili şahıslar tarafından alınıp alınmadığı bilinmeyen numunelere ait sonuçların, servis edilmesinin de yapay bir gündem yaratma gayreti olduğu görüşüne yer verildi.

ÇED olumlu kararının iptali gayesiyle açılan davanın yargı sürecinde iki defa davanın reddine yer verildiğine vurgu yapılan açıklamada, “Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan ferdi müracaatlar konusunda ise müracaatların 12 tanesi incelenmeksizin kişi istikametinden “yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez bulunmuştu. Maden bölgesinde yaşadığı tespit edilen bir kişinin AYM başvurusu ise yol ve temel tarafından incelendikten sonra CED raporunda gerekli tüm önlemlerin alındığı belirterek, 2018 yılında rastgele bir ihlal kelam konusu olmadığına karar verilmişti” sözlerine yer verildi.

Kaynak: Memurlar