Sarı serumlardaki hayati tehlike

Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği İdari Sorumlusu Doç. Dr. Erdal Demirtaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “sarı serum” ve “atom” olarak bilinen serumların içinde birçok etken unsurun bulunduğunu söyledi.

Bu serumların kullanımına dair son vakitlerde toplumsal medyada çok fazla paylaşım yapıldığını bildiren Demirtaş, “Bunlar anafilaktik şoka sebep oluyor. Anafilaktik şok dediğimiz durum ise sarı serumun içindeki rastgele bir etkene karşı dozundan bağımsız, yani çok küçük dozlarda olsa bile bedenin reaksiyon göstermesi sonucu ortaya çıkan dağılımsal şoktur. Bunun sonucunda hasta saniyeler içinde teneffüs arrestine girip hayatını kaybedebiliyor. Maalesef bunun birkaç örneğini de gördük.” diye konuştu.

Halk ortasında sarı serumun “doping” olarak kullanıldığını aktaran Demirtaş, farklı kullanıcıların serumun içine antibiyotik, ağrı kesici ve B kümesi vitaminleri eklediğini, hastanelerde ise endikasyon dahilinde ve bu kadar çok husus karıştırılmadan tedavi gayesiyle uygulandığını tabir etti.

Demirtaş, hastane dışında yapılan sarı serum uygulamalarında ortaya çıkabilecek tepkilere gerçek müdahale edilemeyeceği tehlikesine işaret ederek, konut ortamında serum uygulayan bireylerin kâfi donanıma sahip olmadığına dikkati çekti.

Hastaların “Daha süratli iyileşirim” beklentisiyle serum talebinde bulunulduğunu belirten Demirtaş, “Evde Rus ruleti oynamak istiyorsanız bu çeşit ilaçları meskeninizde kendinize uygulattırabilirsiniz. Lakin ziyanları çok büyük. Konutta bu türlü bir uygulamayı yaptırmak, hayatımızla oynamak üzere.” halinde konuştu.

Kendisinin de hasta olduğunu ve elinde her türlü imkan olmasına karşın olağan bir halde ilaçlarını kullanmaya devam ettiğini anlatan Demirtaş, “Bir günde iyileşeyim” niyetiyle sarı serum tedavisi uygulatmanın tehlikeli olduğuna dikkati çekti.

Demirtaş, tedavilerin hastanede uygulanmasının değerini vurgulayarak “Bakanlığımızın bütün hastaneleri her türlü imkanı vatandaşımıza sunuyor. Her türlü tedaviyi alabilirler. Hastane ortamı dışında konutta bu çeşit tedavileri yapmayı katiyen önermiyorum.” dedi.

Kaynak: Memurlar