Özgür Özel’den ‘süreç’ açıklaması: Zımnî pazarlığa evet demeyiz

Çiğli Belediyesi’nin geçtiğimiz ekim ayında eski eşi tarafından silahlı hücuma uğrayan ve hayata tutunan Özge Polat’ın ismini vererek tamamladığı Kent kitaplığı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından açıldı.

Özel açılışın akabinde kitaplıkta gençlerin sorularını yanıtladı. ANKA’nın haberine nazaran bir öğrencinin “Bir tahlil süreci isimlendiriliyor. Barış süreci deniliyor ancak halka hiçbir açıklama yapılmıyor. Mesela ‘Öcalan’ın mahpustan çıkarılması gündemde neyin karşılığında’ sorusunun yanıtı verilmedi. Ben burada şunu merak ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi bunun neresinde yer alıyor?” sorusuna ise Özel şöyle cevap verdi:

ERDOĞAN KÜRTLERİN DAYANAĞINI KAYBETTİ: Yanındayız ya da karşısındayız diye bir şey söyleyemeyiz. Zira ne olduğunu biz de bilmiyoruz. O yüzden de bir kapalı kutu var artık bunun içinden bir şey çıkacak. Biz bir kişinin siyasi geleceğiyle, zira Tayyip Erdoğan Kürtlerin takviyesini kaybetmiş durumda. Birisinin özgürlüğünün takas edildiği bir pazarlığın kesimi olmayız. CHP 1989 Kürt raporundan beri Türkiye’de bir Kürt problemi olduğunu, sorunun da demokratik yollarla çözülmesi gerektiğini söylüyor.

ŞEFFAF YÜRÜTÜLMELİ: Ne yapılırsa yapılsın Meclis’te olacak. Bu sürecin çok şeffaf yürütülmesi lazım. İçtenlikle davranmak lazım. Yani çıkar alakalarıyla değil de içtenlikle ve bir toplumsal mutabakat yani herkesin ikna olması lazım. Biz orada bir kırmızı çizgimiz var şehit aileleri ve gazilerin kendi içlerinden belirleyecekleri bir temsilcinin Meclis’te oluşturulacak kurul masasına oturmasını öneriyoruz. Şehit ailelerinin üçünün de açıklaması var ‘Özgür Özel’in yaklaşımını sahipleniyoruz ve destekliyoruz’ diye. Biz bunu savunuyoruz ama AK Parti ve MHP şimdi buraya oturmuş değil. Biz ne olduğu komiteye anlatılsın, kurulda halka anlatsın.

DEMOKRATİK HAKLAR VERİLSİN: Bütün partilerin dayanakları bir şey olsun. Sonunda da terör örgütü silahları bıraksın. İşte kayyım unsuru ortadan kalksın. Kürtlerin ‘sorunumuz var’ dedikleri demokratik haklar verilsin ancak bu yalnızca Kürtlere olmaz esasen anayasanın eşitlik unsuru yeterince herkese verirsin. Anayasada yazıldığına uygun olarak Türklerin kullanıp Kürtlerin kullanamadığı haklar varsa bu onlara sağlansın. Her türlü yasağın yasaklandığı, her türlü ayrımcılığın ayaklar altına alındığı bir demokratik süreci olsun.

AB MADDELERİ TEMEL ALINSIN: Avrupa Birliği’ndeki ülkelerin kanunları temel alınsın diyoruz. Bu yapılırsa bir anda şöyle bir şey olur, borsa uçuşa geçer. Türkiye’ye dünya kadar para gelir. Türkiye’nin borcunu geri isteyenler, yeni borçlar vermek isterler. Faizlerini düşürmek isterler. Zira Türkiye’nin geleceğinin düzgüne gittiği hissiyatı, Türkiye’ye yatırım yapma, Türkiye’nin geleceğinde hisse sahibi olma, kelam sahibi olma noktasında herkes iştahlandırır. Mahallî aktörleri de memleketler arası aktörleri de iştahlandırır. Bunun için Türkiye’nin bir demokratik açılım yapması lazım fakat bir kapalı kutu var. İçinde ne olduğu aşikâr değil. Ben gelen heyete de söyledim. Bizim kurallarımız aşikâr Anayasayı değiştirtmeyiz, demokratik adımlar dışında bir şeyde olmayız. Saklı pazarlığa evet demeyiz. Bir bağlantının pazarlık kesimi olmayız diye söyledim.

TAM ÜYELİK GAYESİ: Artık bizim süratli bir biçimde Türkiye’nin önüne Avrupa Birliği’ne tam üyelik amacını koymamız lazım. O yüzden bizim makro planlamamız Avrupa Birliği’ne tam üyeliktir. Sosyalist Enternasyonal’e imza attırdım. ‘CHP iktidara geldiğinde Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğini destekliyoruz diye’. Bunun için de bütün Avrupa Birliği üyesi ülkeler de var. Bu türlü bir amaç lakin Türkiye’yi rayına oturtabilir.

(ANKA HABER AJANSI)

Kaynak: Gazete Duvar