Özgür Özel: ‘Hesap sormak zorundayız’

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bolu Kartalkaya’da Grand Kartal Otel’de hayatını yitiren 78 kişi için facianın 40’ıncı gününde düzenlenen anma merasimine katıldı. Özel’e CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya, CHP Küme Başkanvekili Murat Buyruk, CHP Genel Lider Yardımcısı Burhanettin Bulut ve CHP Bolu İl Başkanı Tahsin Mert Kocagöz eşlik etti.

Özel ve CHP heyeti, otel önünde dua okudu ve karanfil bıraktı. Daha sonra basın açıklaması yapan CHP Lideri Özel, şöyle konuştu:

“Her hafta küme toplantılarımızda Kartalkaya faciasının sorumluluklarının tüm taraflarıyla ortaya çıkarılması, sorumlularının hesap vermesi ile ilgili verilmiş devlet kelamının takipçisi olmaya çalışıyoruz. O gün bu olay yaşandığında tam burada, ‘Şimdi acı vakti, yas vakti, siyaset vakti değil lakin sorumlulardan elbette hesap sorulacak onun da en yakından takipçisi olacağımızı’ ifade etmiştim. İçişleri Bakanı 10 günde sorumluların ortaya çıkarılacağını söylemişti. Sonra bir daha bu hususta konuşmadılar.

“O eksperlere mesleksel namusları üzerinden bir kabahat işlettirmeye çalıştılar”

Ellerinde bütün yasal düzenlemeler var ve bu işi devlet ismine en düzgün bilecek bireyler diyorlar ki ‘burası belediyenin sorumluluğu altında değil. Aslında buraya vaktinde Bolu Belediyesi ruhsat vermiş lakin o bundan yıllar önceymiş. Sonra bir daha kontrol yapma zaruriliği yok. Sıkıntıyı şayet siyasileştiriyorsanız, bu belediye yıllarca zati AK Parti’deymiş. Ancak buraya gelmesi gereken Turizm Bakanı. Gelecek, bakacak ve diyecek ki ‘yangınla ilgili rapor getir.’

O uzmanlara mesleksel namusları üzerinden bir kabahat işlettirmeye çalıştılar. 3 gün evvel 3 günlüğüne görevlendirilmiş 7 eksper son derece manidar biçimde iş yoğunluğu nedeniyle ‘görevi kabul edemiyorum’ diyerek o istedikleri imzayı atmadılar. Biz bunu dediğimizde evvel ekspere korsan dediler. Sayı numarasını verdim görevlendirmenin. Utanmadılar, özür dilemediler. Bu sefer eksperin çektirdiği fotoğrafı verdim. Olmadı görevlendirme yazısını çıkardık. En son asil yazıları da paylaştık. Artık hiçbir şey olmamış üzere susan bir Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı ve hala daha vazifesini koruyan Turizm Bakanı.

“Elektrik tamiratına giden şahıslar gölün ortasında donarak ölür mü arkadaşlar?”

Ülkeyi yöneten sistem her tarafta öbür bir sorumluluğu olduğu için, memleketi bu hale getirdikleri için, bu çağda her ülkede yangın olur da hangisinde 78 kişi burada yanar, el kadar bebeler cayır cayır yanar? Madende 300 kişi bir ölür, 28 kişi bir ölür. Okula giden serviste çocuk unutulur ölür. Tuhaf vefatlar ülkesi. Elektrik tamiratına giden şahıslar gölün ortasında donarak ölür mü arkadaşlar?

Bu ölenler öldüğünde ateş düştüğü yeri yakıyor fakat bunu maalesef ve maalesef bu ülkeyi yönetenler, o iş adamı filanca üzerinden, burası filanca üzerinden, sorumlulugu olan genel müdür filanca üzerinden daima birbirlerine bağlı oldukları için sistem kendini sorgulatmamak için çorap söküğü üzere iş en üstlere kadar gelmesin diye bu kadar bariz hatalı birini bile hala daha vazifede tutabiliyorlar, hala daha hesap sormuyorlar. Biz bugün buraya Ramazan’ın ikinci gününde facianın 40. gününde hem duamızı etmek, ölenleri anmak, bir kere daha onların adalet talebini buradan olayın olduğu yerden haykırmak üzere 40 gün sonra yeniden buradayız.

“Hesap sormayanlardan, bu ülkenin idaresini devralmak ve bu hesapları sormak zorundayız”

Mezarlıkları ziyaret edeceğiz, akabinde bir iftar programımız var ona katılacağız. Eş vakitli olarak mescitte mevlit okutuluyor, burada Hristiyan vatandaşlarımız var onların konutlarında de bugün arkadaşlarımızın iştirakı ile kendi dinlerine nazaran ibadetleri yapılıyor, duaları okutuluyor. Birinci gün 40 mum yanıyor içimizde her gün. Biri söndü ancak bugün o bir mum hepimizin yüreğini yakmaya devam edecek. O mumu söndürmeyin arkadaşlar o mum içinizdeki vicdan. İçinde bu türlü mum yanmayan içi acımayanlar bu memleketi bu hale getirdiler. Onun için biz öfkemizi de acımızı da unutmadan fakat bir daha bu memleketin evlatlarının, işçilerinin, madencilerinin, otelinde konaklayan insanlarının, süratli treninde seyahat edenlerin, kiraladığı bir meskende tatil yaparken üstüne sel gelenlerin, üstüne daha çok para kazansın diye madende milyonlarca metreküp toprak çökenlerin, bir daha bu türlü kolay ölümlerle anaların babaların eşlerin çocukların yüreği yanmasın diye biz bunlardan hesap sormayanlardan bu ülkenin idaresini devralmak ve bu hesapları sormak zorundayız. Maalesef ve maalesef bu kadar büyük duyarsızlıklar, bu kadar büyük duygusuzluklar bu kadar büyük bir pişkinlikler ülkesi haline geldi. Halen o bakanı görevde tutan Cumhurbaşkanına ben ne diyeyim?”

Kaynak: Memurlar