İmamoğlu’nun, ‘Yolsuzluk’ Soruşturmasındaki Savcılık Tabiri Ortaya Çıktı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, İBB Başkanı İmamoğlu ve 99 kuşkulu hakkında “suç örgütü yöneticisi olmak”, “suç örgütüne üye olmak”, “irtikap”, “rüşvet”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kişisel bilgileri hukuka karşıt ele geçirmek” ve “ihaleye fesat karıştırmak” kabahatleri ile tekrar İmamoğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Yetenekli Polat ve Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın da ortalarında bulunduğu 7 kuşkulu hakkında “PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek” kabahatinden başlatılan soruşturmalar sürüyor.

Bu kapsamda Örgütlü Kabahatler Soruşturma Ofisince tabiri alınan İmamoğlu’nun, savcıya yaklaşık 2,5 saat müddetle, 2 sayfalık tabir verdiği öğrenildi.

Kendisine gösterilen fotoğraflara karşı İmamoğlu, “Ben fotoğraflarla ilgili karşılık vermek istemiyorum.” dedi.

İBB Başkanı ve Türkiye’de en fazla gündemde olan şahıslardan olduğunu belirten İmamoğlu, “Hayatım halkın ortasında geçiyor ve beşerlerle ilgili en fazla güvendiğim şey, bir kez gördüğüm insanları tanımak ve hatırlamak üzeredir. Lakin listeli bir halde fotoğraf tablosunun önüme konularak, büyük bir kısmının benimle çalışan, özel hayatımda benimle bağlı ve siyasi olarak yol arkadaşı olduğum muhakkak insanların bana sorulmasını şahsıma uygun bir soru usulü olarak görmüyorum. Aslında fotoğrafta olan şahıslarla münasebetlerim aşikardır ve tespitlidir. Başkalarıyla ilgili tanımadığım insanları gözümle hatırladığım kadarıyla tabir ederek tanımaya çalışacak uğraş içerisinde olacak bir kişi değilim.” tabirini kullandı.

İmamoğlu savunmasını şu biçimde sürdürdü:

“Bana sormuş olduğunuz Sarıyer İlçesi Reşitpaşa Mahallesi’nde bulunan 624 ada, 175 parselde yer alan kamulaştırma ile ilgili büsbütün belediyenin bölgeyi yeşil alan olarak halkın huzuruna sunması için yapılmış bir çalışmadır. Belediye olarak binlerce kamulaştırma süreci yapılmıştır. Bu da onlardan yalnızca bir adedidir. Yasemin Eroğuz tarafından satın alınan kelam konusu yer her ne kadar MASAK raporunda 3 milyon matrahlı ve 250 bin lira kapora ödemesi halinde gözükmüşse de kelam konusu arazinin alımı için Türkiye İş Bankası’ndan iki farklı kredi kullanılmış olup, ödemeler kredi vasıtasıyla gerçekleşmiştir. Bu konunun tekrar araştırılmasını istiyoruz.”

– “En değerli konunun şeffaflık ve hesap verilebilirlik olduğunu çok güzel bilirim”

Soruşturmanın şüphelileri Emrah Bağdatlı, Adem Soytekin, Hüseyin Köksal ve Fatih Keleş üzere şahısların mal varlığıyla ilgili artışlar hakkında bilgisi olmadığını savunan İmamoğlu, savunasında şunları kaydetti:

“Kendi ticari hayatlarıdır. Bir kamu yöneticisi olarak, kamu ahlakına sahip olduğunu argüman eden bir kişi olarak en değerli konunun şeffaflık ve hesap verilebilirlik olduğunu çok âlâ bilirim. Hayatım ile ilgili hiçbir konunun kapalılığı olmamıştır. Hele hele kamu yöneticisi olduktan sonra kapalılık olamayacağını da bilen birisiyim. Ticaretimle ilgili, ailemle ilgili tüm konular, kamuoyunun önünde şeffaf bir biçimde sürmektedir. Üç jenerasyondur ticaretin içinde olan bir insan ve dünyanın en büyük şehirlerinden birinin belediye başkanı olarak kamuda hesap sormanın ve hesap vermenin çoklu teknikleri var iken 4 gün evvel sabah 06.00’da yüzlerce polisle konuttan bir insanın alınması ve oluşan gündem ile Türkiye’ye büyük bedeller ödetilmesi, ek olarak da insanların mutsuz ve huzursuz hale getirilmesi ve son olarak mübarek ramazan ayında kul hakkı yenmesi, benim ve milletimin çok ağrına gitmiştir. Üzülerek bir kentin yollarının kapandığı, giriş-çıkışın denetlenir hale geldiği, koca ilçelerin tümüyle barikatlarla çevrili bir ortamın, benimle ilgili soruşturma süreçlerinin ve gözaltına alma hareketinin ne kadar yanlış olduğunun göstergesidir.”

İmamoğlu, savunmasını şu biçimde tamamladı:

“Doğru yolu tercih etmeyip namusuma, haysiyetime leke getirecek uygulamaları yapanların, raporları düzenleyenlerin Allah’ın verdiği ömür kadar gayretimi türel yerde sonuna kadar arayacağıma yemin ettim. Benim söyleyeceklerim bunlardan ibarettir.”

Kaynak: Memurlar