Hrant Dink anması: Güvercinin en akına dokunmadılar mı?

İSTANBUL – Hrant Dink anması, 18 yıl evvel öldürüldüğü yer olan Agos gazetesinin eski çalışma ofisinin bulunduğu Sebat Apartmanı’nın önünde yapıldı.

Emniyet güçlerinin ağır güvenlik tedbiri aldığı Halaskargazi Caddesi’ndeki anmaya buluşmaya Hrant Dink’in ailesi, arkadaşları ve sevenleri katıldı.

Gazetenin eski çalışma ofisi önünde yüzlerce kişi toplanırken Gazete Duvar’a konuşan bir kişi Hrant Dink’in katili Ogün Samast’ın geçtiğimiz günlerde Alaattin Çakıcı ile poz vermesine reaksiyon gösterdi.

‘TÜRKİYE-ERMENİSTAN SONUNUN AÇILMASINI İSTEDİ, BU BAZINI ÇOK KORKUTTU’

Balkondan, müellif Takuhi Tovmasyan tarafından yapılan konuşmada Hrant Dink şu sözlerle anıldı: “Sana kalkan elleri lanetliyoruz. 18 yıl sonra hala ve ebediyen daima birlikte lanetliyoruz. Canım kardeşim, canım Hrant, bu pencereden benim sana seslenmemi istediler. Bir ortaya geldiğimiz müzikler daima hüzün doluydu. Rakel’inin içini titreten sesiyle, ‘Ben bülbülüm, yuvam dağlardır…’ türküsünde atalarımızın 150 yıldır söyleyemedikleri acılar lisana gelir. Kuşaktan nesile aktarılan bu ağıtlara bir son verelim diye bir yürek geldi içine 20 yıl evvel. 100 yıl evvel yaşananları, bizler üzere çocuklar yaşamasın. Topyekün bir milleti cezalandırmanın mantığı ne? 2007’nin Ocak ayının 19’unda canımı, Hrant’ımı vurdular. Güpegündüz İstanbul’un orta yerinde hepimizin gözü önünde Hrant’ı katlettiler. Söz özgürlüğüne inancı, iki halk ortasında barışı savunması, Türkiye-Ermenistan hududunun açılmasını istedi. Bu birtakım insanları çok korkuttu.

‘ALIN TENCERELERİNİZİ GİDİN KARS KAPISINA, DAĞITIN İKİ HUDUT KAPISINA’

Senin öldüğüne inanmıyorum, kabul edemiyorum. Senin canına irmik helvası kavuramıyorum. Bak hoş kardeşim. Sana kelam veriyorum. Günün birinde hayaliyle yaşadığın o hudut kapısı var ya açıldığında bir irmik helvası kavuracağım. Yaşar mıyım bilmiyorum. Yaşarsam sözümü tutacağım. Bir kazan değil, onlarca kazan irmik helvası yaptırmayı düşünüyorum. Bir fikir uğruna can veren ve canı elinden alınanlar için. Canım kardeşim, seninle oturup, buna misal hayaller kurduğumuzda nasıl parlardı gözlerin. Gözümün önüne geliyor artık. Kardeşime demediler mi bu ülkede güvercinlere dokunmazlar diye. Ne oldu? Güvercinin en akına dokunmadılar mı? O günleri ben göremem diye düşünüyorum. Maalesef o günler çok uzakta görünüyor. Siz görürsünüz diye vasiyet ediyorum. Alın tencerelerinizi gidin Kars kapısına, dağıtın iki hudut kapısına. Dualar eşliğinde dağıtın helvaları, dağıtın iki hudut kapısındaki insanlara. Bakın bu hayal içimi nasıl ferahlattı.”

(HABER MERKEZİ)

Kaynak: Gazete Duvar