Çamlıca Kulesi’ni yaklaşık 2,2 milyon kişi ziyaret etti

“Radyo serüvenimiz 98 yıldır kesintisiz olarak devam ediyor”

Milyonlarca insanın hayata bakışını değiştiren radyonun 19’uncu yüzyılın en değerli buluşlarından biri olduğunu belirten Uraloğlu, “Türkiye de radyoyla birinci tanışan ülkelerden biri oldu. 1927’de Sirkeci’de Büyük Postane’nin bodrum katında başlayan radyo serüvenimiz 98 yıldır kesintisiz olarak devam ediyor.” dedi.

Uraloğlu, radyo yayınlarının 1964’te Türkiye Radyo Televizyon Kurumuna devredilerek, başlangıçta sırf cümbüş aracıyken, vakitle kültür ve sanatın geliştirilmesi, ulusal şuurun aşılanması üzere kıymetli rolleri de üstlenmeye başladığını anlattı.

Dünyanın dijitalleşmesiyle bağlantı ve medya mecralarının da süratle değişim geçirdiğini ve radyo yayınlarının da bu değişimden nasibini aldığını lisana getiren Uraloğlu, “Radyoda daha düzgün ses kalitesi ve daha fazla kanal kapasitesi elde etmek için dijital radyo yayıncılığı (DAB) keşfedildi. Lakin bu birinci teşebbüsler, vakitle gelişim göstererek daha da gelişti ve Dijital Yeni Kuşak Radyo halini aldı. DAB+, parazitlerden arındırılmış net ses tecrübesi sunan ve birebir frekansta birden fazla radyo kanalını barındırabilme kapasitesiyle frekans verimliliğini artıran bir teknoloji. Ayrıyeten, metin, manzara ve canlı trafik bilgileri üzere ek içerikler sunarak, dinleme tecrübesini de zenginleştiriyor. Bu sayede kullanıcılar yalnızca müzik ve konuşma değil, tıpkı vakitte yararlı bilgi akışına da erişebiliyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“Türkiye’nin yayıncılık ve bağlantı tarihinde yeni dönüm noktasına şahitlik ediyoruz”

Bakan Uraloğlu, DAB+’ın en değerli avantajlarından birinin de analog sistemlere nazaran güç verimliliği ve sürdürülebilirlik sunması olduğuna dikkati çekerek, 16 yayını tek frekans ve tek vericiyle iletebildiğini ve toplam güç tüketiminin yalnızca 12,2 kilovat olduğunu bildirdi.

Analog FM vericilerin ise her yayın için farklı frekans ve verici kullandığını lisana getiren Uraloğlu, “16 yayın için toplam güç tüketimi 128 kilovattır. Bu durum yüzde 90 oranında güç tasarrufu sağlarken, karbon emisyonlarını da kıymetli ölçüde azaltarak etraf dostu yayıncılık imkanı sunmaktadır. Yani dinleyiciler, güçlü içerik alternatifleri ve daha net ses kalitesiyle keyifli bir dinleme tecrübesi yaşarken, yayıncılar da kaynaklarını daha verimli kullanabiliyor.” biçiminde konuştu.

Uraloğlu, DAB+ yayınlarını başlatarak Türkiye’nin yayıncılık ve irtibat tarihinde yeni dönüm noktasına şahitlik ettiklerini tabir ederek, “Bu, yalnızca teknolojik gelişme değil, birebir vakitte kültürel ve toplumsal hayatımızı da derinden etkileyecek bir yenilik. Elbette bu kadar büyük adımı deniz düzeyinden 587 metre yüksekliğiyle Avrupa’nın en yüksek kulesi olan ve 100 FM radyo yayınını tek noktadan yapabilen Çamlıca Kulesi’nde atıyor olmamız da tesadüf değildir.” dedi.

Çamlıca Kulesi sayesinde dünyada birinci sefer bir haberleşme kulesinden birebir anda 100 FM radyo yayını yapabilme kapasitesiyle Türkiye’nin yayıncılık alanında dünya çapında bir unsur imza atıldığını aktaran Uraloğlu, “Şimdi DAB+ teknolojisiyle radyo yayıncılığımıza yeni soluk getiren, yalnızca bugünü değil, geleceği de şekillendirecek bir yeniliği daha Çamlıca Kulemizde hayata geçirerek daima birlikte bu heyecan verici değişimin modülü olmanın gururunu yaşıyoruz.” halinde konuştu.

“Radyodan kristal netliğinde bir ses tecrübesi yaşayacağız”

Abdulkadir Uraloğlu, şu an prestijiyle İstanbul’da boş FM frekansı bulunmadığını ve DAB+ yayınlarının başlamasıyla bu durumu ortadan kaldırdıklarını lisana getirdi.

Bu yeni teknoloji sayesinde gelen taleplere nazaran 448 yeni frekans sağlayabileceklerini kaydeden Uraloğlu, “Şimdiden kamu ve özel olmak üzere 12 radyo kanalımız, bu yeni teknolojiyle hizmete başlıyor. Bilhassa bugünkü tanıtım törenimizden sonra sunduğu hizmet kalitesi ve güç tasarrufu avantajı sayesinde bu teknolojiden faydalanmak isteyen radyo kanallarımızın sayısının katlanarak artacağına inanıyoruz. Radyodan kristal netliğinde bir ses tecrübesi yaşayacağız.” sözlerini kullandı.

Uraloğlu, Dijital Yeni Jenerasyon Radyoculuğunun sadece radyo yayını teknolojisi olmadığını, tıpkı vakitte dijital çağın getirdiği bir fırsat olduğunu belirterek, “Radyo yayıncılığı, internet ve taşınabilir kablosuz teknolojilerle bütünleşerek, dinleyicilere daha interaktif ve erişilebilir içerikler sunma potansiyeline sahip. Gelişmiş bilgi hizmetleri ve çok istikametli yayın formatları ile DAB+, gelecekte sadece müzik ve haber kaynağı değil, tıpkı vakitte cümbüş ve eğitim için de kıymetli araç olabilir. Bu gelişmeler, dijital yeni kuşak radyoculuğu medya dünyasında vazgeçilmez bir oyuncu haline getirecektir.” diye konuştu.

DAB+ teknolojisinin savunma endüstrisinde de birçok yarara imkan sağladığını söz eden Uraloğlu, “Geniş kapsama alanı, istikrarlı yayın akışı ve yüksek data iletimi kapasitesi sayesinde pasif radar sistemleri için en uygun teknolojilerden biridir. Bu noktada da savunma sanayi paydaşlarımızla ortak çalışmalara başladığımızı belirtmek istiyorum.” açıklamasını yaptı.

“Modern estetik dizaynıyla İstanbul’a yakışan simge yapı oldu”

Bakan Uraloğlu, Çamlıca Kulesi’nin Çamlıca doruklarında dağınık halde bulunan 33 demir yığınını ortadan kaldırarak, tabiata entegre olan çağdaş estetik dizaynıyla İstanbul’a yakışan simge yapı olduğunu aktardı.

Çamlıca Kulesi’nin Avrupa’nın en yüksek kulesi olma unvanına sahip olarak toplamda 49 kat ile İstanbul’un siluetine çağdaş bir dokunuş yaptığını aktaran Uraloğlu, “39’uncu ve 40’ıncı katlardaki seyir teraslarından tarihi yarımada, boğaz köprüleri, Çamlıca Mescidi, Adalar’ın da ortalarında bulunduğu İstanbul’un muazzam görünümünü seyretme imkanı sunuyor.” dedi.

Uraloğlu, “Bugün, Çamlıca Kulemiz yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline gelerek kente gelen herkesin kesinlikle ziyaret etmek istediği bir cazibe merkezi oldu. Her geçen gün artan ziyaretçi akınına uğruyor ve açıldığı günden bu yana yaklaşık 2,2 milyon kişi ziyaret etti.” bilgisini paylaştı.

“Bölge sakinlerine daha sağlıklı hayat sunduk”

Kulenin birden fazla kişinin bilmediği çok değerli bir katkısının daha olduğuna işaret eden Uraloğlu, şunları kaydetti:

“Kaldırılan 33 antenin yaydığı elektromanyetik alan pahasını Avrupa standardının bile 3’te birine indirerek bölge sakinlerine daha sağlıklı ömür sunduk. Çamlıca Kulesi sayesinde bölgede ölçülen elektromanyetik alan kıymetini 39 volt/metre seviyesinden Avrupa Birliği için kabul edilebilir eşik paha olan 6 volt/metre düzeyinden de aşağı çekerek 2,5 volt/metreye indirdik. Yani yaklaşık 15 kat düzgünleşme sağladık. Bugün burada yalnızca radyo teknolojisinin değil, birebir vakitte geleceğin bağlantı ve kültür dünyasının temellerini attığımıza inanıyorum. Kulemiz, İstanbul’un siluetini değiştirerek kente yeni soluk getirdi ve DAB+ teknolojisi de radyo yayıncılığını dönüştürerek yayın hayatımıza orijinal periyodu başlatacak.”

Merasimin akabinde Çamlıca Kulesi Denetim Merkezi’ni ziyaret eden Uraloğlu, bugün radyo yayıncılığı için kıymetli günün yaşandığına işaret ederek, “7/24 burada arkadaşlarımız misyon başında olup radyo yayınlarını bütün insanımıza, ülkemize duyurmuş oluyorlar. 100 radyo yayınını tek kuleden yapabiliyoruz. Dünyada tek ve birinci burası. O manada da değerli. Dijital radyoculuğa geçerek hem kapasiteyi hem güç verimliliğini artırdık hem de her türlü kaliteyi artırmış olduk.” tabirlerini kullandı.

Kaynak: Memurlar