Eğitim-Sen Üyelerini Tehlikeye Atıyor

Eğitim-Sen Üyelerini Tehlikeye Atıyor

Eğitim-Sen, 10 Mart tarihinde tüm okullarda birinci ders olarak “toplumsal cinsiyet eşitliği dersi eylemi” gerçekleştireceğini kamuoyuna duyurdu.

Ancak sendikanın bu çeşit bir hareket yapma hakkı bulunup bulunmadığı yanında bu tipten bir aksiyonu gerçekleştirecek üyelerini bekleyen türel sorumluluk ile disiplin ve ceza yaptırımına uğramalarının kuvvetle mümkün olduğu görülüyor.

Zira her ne kadar aksiyon kararı “Cinsiyetçi Eğitim Siyasetlerine Karşı, 10 Mart’ta Cinsiyet Eşitliği Dersi Yapıyoruz!” sözüyle duyurulsa da Eğitim-Sen tarafından paylaşılan “ders eylemi” örnek etkinliklerinde ve sunumlarında “cinsiyet değişikliği, cinsiyet sorgulama, homofobi, bifobi ve transfobi, LGBTİ’lere karşı endişe, önyargı, ayrım ve hoşnutsuzluk içeren yaklaşımlar” üzere LGBT propagandası niteliğinde malzeme ve telaffuzların kullanıldığı görülmektedir.

Mevcut içtihatlar, Eğitim-Sen bu çeşitten aksiyonlarını sendikal hak olarak kabul etmiyor!

Anayasa Mahkemesi, sendikaların üyelerinin ekonomik, toplumsal hak ve menfaatlerini korumak, geliştirmek için yapılan faaliyetleri dışında siyasi otorite karşısında bir baskı kümesi olarak yürüttükleri faaliyetler kapsamında aldıkları kararlar doğrultusunda sendika üyelerinin iş bırakma hareketine katılmalarını bireylerin sendikanın çekirdek faaliyet alanında kalmayan hareketleri olarak kıymetlendirmektedir. Bu nedenle bu hareketler hasebiyle verilen disiplin cezalarını sendika hakkının ihlali olarak görmemekte; bu cinsten aksiyonlara katılan sendika üyelerine disiplin cezası verilmesini makul bulmaktadır.

Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nun öğretmenin vazife ve sorumluluklarını düzenleyen 5. unsurunda de öğretmenlerin, eğitim öğretim faaliyetlerini, 1739 sayılı Ulusal Eğitim Temel Kanununda düzenlenen Türk ulusal eğitiminin genel emelleri ve temel unsurları ile Bakanlıkça belirlenen öğretim programlarına uygun olarak planlayacağı ve yürüteceği tabir edilmiştir.

Bu durumda Eğitim-Sen’in sendika üyelerinin ortak hak ve menfaatlerini ilgilendirmeyen siyasi nitelilikteki “toplumsal cinsiyet eşitliği dersi eylemi”nin müfredatta yer almayan bir mevzuda üstelik mevcut programa nazaran öbür bir dersin/konunun öğretilmesi gerekirken müfredat dışına çıkılmak suretiyle “sendikal eylem” kisvesi altında verilmeye kalkışılması, Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nda öğretmene yüklenen misyon ve sorumlulukların ihlali fiili teşkil edecektir.

Eyleme katılan öğretmenlerin hem disiplin cezası hem de mahpus cezasıyla karşı karşıya kalmaları olası gözüküyor!

Söz konusu aksiyonun okul yöneticileri yahut durumdan rahatsız olacak olan veliler tarafından şikayet edilmesi halinde, bu harekete katılan öğretmenlerin, hem Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nda öğretmene yüklenen misyon ve sorumlulukların ihlali istikametinden 657 sayılı Kanun’un 125/C-a hususunda tarifli “verilen buyruk ve misyonları tam ve vaktinde yapmamak, vazife mahallinde kurumlarca belirlenen yöntem ve temelleri yerine getirmemek” fiiline sebebiyet vererek aylıktan

kesme cezasıyla cezalandırılacakları; hem de ceza kanunu bağlamında misyonu berbata kullanma kabahatinden yargılanabilecekleri kuvvetle mümkündür.

Anayasa Mahkemesi’nin kararı ortadayken Eğitim-Sen’in bu durumda üyelerini nasıl savunacağı merak konusu.

Kaynak: Memurlar